Böbrek Sağlığı Hakkında

Salgın Sürecinin Organ Nakli Sayılarına Olumsuz Etkileri

img

Ülkemizde 30 binden fazla hasta organ nakli için bekliyor. 2019’da yaklaşık 9 bin 500 hastaya organ ve doku nakli ameliyatı gerçekleştirildi ve bunların 3 bin 863’ünü böbrek nakli hastaları oluşturdu. Ancak koronavirüs nedeniyle 2020’de gerçekleştirilebilen böbrek nakli sayısı ise 2498 oldu.

Kadavra bağışının ise zaten ihtiyacın çok altında olduğu Türkiye’de, COVID-19 salgını yüzünden yoğun bakımların çoğunlukla koronavirüs pozitif vakalar için ayrılmak zorunda kalınması, beyin ölümü bildirimlerini de olumsuz etkiledi, kadavradan nakil ameliyatlarında da büyük bir düşüş yaşandı.

Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk, canlıdan nakil ameliyatlarında alıcı ve vericilere ciddi tetkikler yapılarak ameliyatların gerçekleştirildiğine işaret ederek “PCR testinin yanı sıra akciğer tomografisi, antikor testi dahil gerekli görülen birçok test yapılıyor. Hastaneler artık yeni normale geçiş yapmaya başladığı için Türkiye’deki 80’e yakın nakil merkezi de ameliyatlara yeniden başladı. Organ bekleyen hastalarımız endişe etmeden nakil ameliyatlarını olabilirler" dedi.

Yıllardır tüm çabalara rağmen özellikle kadavradan nakil oranının en fazla yüzde 22’ye çekilebildiği ülkemizde bir de salgının gelmesiyle sürece tuz biber ekildiğini söyleyen Erk, “Hem bağışlarda hem nakil ameliyatlarında azalma var. Yıllık 3 bin 800’lere kadar çıkmıştı böbrek nakilleri. Yüzde 20 kadarı da kadavradan yapılıyordu. 2020 sonu itibarıyla ise tüm nakil sayılarında pandemiden kaynaklanan gözle görülür bir azalma meydana geldi. Sağlık Bakanlığı verilerine göre 2020’de 2498 böbrek nakli, 1320 karaciğer nakli, 21 kalp nakli ve 11 akciğer nakli yapılabildiğini görüyoruz.

Türkiye'de 80 civarı organ nakli merkezi bulunduğunu ve bu konuda ülke olarak çok iyi bir noktada olunduğunu anlatan Timur Erk, sözlerini şöyle devam etti: "Böbrek bekleyen hastalar için en azından diyaliz imkanı var, bekleyebiliyorlar. Ama diğer organlarda alternatif ne yazık ki yok. Gerek canlıdan, gerekse kadavradan nakilde ne tıbben ne fiziken ne de ortam olarak herhangi bir sıkıntımız yok. Salgının en yüksek olduğu zamanlarda önlemler çok iyi alındı. İvedilikle 14 maddelik bir algoritma yayınladılar, diyaliz merkezleri için de. Bizim buna 2-3 tane daha ilavemiz oldu. Hastaların transferini mutlaka biz sağladık, servislerde sosyal mesafe, dezenfektan, maske kuralına çok sıkı dikkat edildi, şoförler eğitildi bu konularda. Ancak hastalar evine gittikten sonra nasıl bir ortamda bulunuyor, ne yapıyor, kalabalığa giriyor mu, düğüne gidip halay çekiyor mu vs, bunu kontrol etme şansınız maalesef yok. Maske ve önlemler artık yaşantımızın bir parçası olmak zorunda. Ben 76 yaşımdayım, kolera salgınını bile yaşadım İstanbul’da. İnsan çabuk unutuyor o zamanları ama bu seferki biraz farklı, daha da uzun sürecek gibi. Kesinlikle rehavete kapılmamak lazım, aynı önlemlerle; sanki 2020 Mart ayındaymışız gibi dikkat etmemiz gerekli."

Üç yıldır diyalize giren böbrek yetmezliği hastası Ayşegül Bakova, erkek kardeşinden böbrek nakli ameliyatı olmak üzere Mart ayının ilk haftası için gün aldıklarını ancak pandemi nedeniyle ameliyatının iptal edildiğini ve diyalize devam etmek zorunda kaldığını anlatarak şunları söyledi: "Ocak ayı gibi nakil olabilmek için başvuruda bulunduk. Başka sağlık sorunlarım nedeniyle ancak 3 yıl sonra organ nakli sırasında girebilmiştim. Tüm tetkiklerimiz yapıldı, Şubat sonu, Mart başı gibi ameliyat için gün verildi. Fakat salgın başlayınca nakil ameliyatları da durduruldu. Ben de diyalize devam etmek zorunda kaldım o süreçte. Diyaliz günlerim haricinde asla evden çıkmadım, tüm önlemlere sıkı sıkıya dikkat ettim. Şimdi testlerim yeniden yapılıyor, tabii ki endişe var biraz ama güveniyorum ve bu ameliyatı olacağım.”

Obez Market