Obeziteye bağlı Tip-2 diyabet son yıllarda özellikle çocuklarda daha sık görülüyor. Bunun temel nedeni; sağlıksız gıdalara ulaşımın, sağlıklı gıdalara göre çok daha kolay ve ekonomik olması olarak karşımıza çıkıyor.
Özellikle büyük şehirlerde yaşayanlarda karşılaşılan hareketsizlik, her yaş grubunu etkiliyor. Hareketsizliğe, doğal ve sağlıklı gıdaya ulaşılmasındaki zorluklar nedeniyle hazır gıdaların tüketiminin gittikçe artması eklendiğinde, obeziteye bağlı şeker hastalığına zemin hazırlanmış oluyor.
Diyabet, daha çok bilinen ismiyle şeker hastalığı, hamilelikte başlayan tipi de düşünüldüğünde, her yaşta ortaya çıkabilen bir hastalık, ancak sağlıklı beslenme ve egzersiz ile hastalığı önlemek veya geciktirmek de mümkün.
Aşırı şeker tüketimi, kan şekerinde düzensizlik ve ani dalgalanmalara sebep olarak kişileri daha fazla yemek yemeye sevk ediyor. Bu da kilo almaya, şeker metabolizmasında bozulmalara sebep oluyor. Ayrıca, nişasta bazlı şeker (NBŞ) kullanılmış gıdalar ise metabolizmanın çok daha hızlı bozulmasına neden oluyor.
Şekerin bağımlılık yapan bir gıda olması nedeniyle gittikçe daha fazla miktarlarda tüketim isteğinin önüne geçilememesi halinde yine kilo artışı sorunu ve kilo artışına bağlı hastalıklar ile karşı karşıya kalınabiliyor.
Özellikle çocukluk çağı beslenmesinde, şekerli gıdaların çocuklara sınırlı miktarlarda verilmesi, yetişkinlikteki sağlık durumlarını belirleyici bir etken olarak karşımıza çıkıyor.
Diyabet, Dünya Sağlık Örgütü tarafından bulaşıcı olmayan salgın hastalık kategorisinde değerlendiriliyor. 2021'de dünya çapında 529 milyon kişiyi etkileyen diyabetin, küresel ölçekte artarak 2050'de 1,3 milyara ulaşacağını öngörülüyor.
Gelecek 30 yılda hiçbir ülkede diyabet vakalarının azalmayacağı tahminine yer verilen bir araştırmada, vakaların artan obezite ve sağlık hizmetlerine ulaşmada eşitsizlik nedeniyle iki katına çıkması bekleniyor. Veriler, Birleşmiş Milletler'in 2050'de dünya nüfusunun 9,8 milyara ulaşacağı tahmini ile ele alındığında 7 kişiden 1'inin diyabet hastası olacağına işaret ediyor.
Araştırmacılar, vakaların büyük bir kısmını oluşturan Tip-2 diyabetin önlenebileceğine ve erken teşhisle geriye çevrilebileceğine dikkati çekti. Ancak düşük gelirli grupların düşük hayat kalitesiyle kan şekerini kontrol etmesinin zorlaştığı, bu nedenle yaşam süresinin kısaldığını vurgulanıyor. Araştırmacılar, "Diyabet krizini önlemek için sosyo-ekonomik faktörleri anlamak, tanımak ve çözüme ulaştırmak şart." diyor.