Diyete uyum gösterirseniz, diyaliz sayınızın azaltılması (haftada üç yerine iki veya bir kez diyalize girmeniz) veya diyaliz süresinin kısaltılması (dört saat yerine üç veya iki, hatta bir saatlik diyaliz uygulanması) geçici süre ile önemli bir probleme yol açmaz. Bu aşamada acil diyaliz ihtiyacına yol açabilecek en önemli iki faktör “sıvı yüklenmesi” ve “potasyum yüksekliği”dir.

Normal şartlar altında da sıvı kısıtlaması yapmanız çok önem taşır; iki diyaliz arasında alınan aşırı kilo ödem, yüksek tansiyon, kalp yetersizliği gibi pek çok soruna yol açar. Sıvı kısıtlamasına uyumunuz depremler ertesinde iyice önem kazanır çünkü diyaliz sıklığı azalabilir. Bu nedenle, bu aşamada fazla su ve sulu gıdalar almamaya azami özen gösteriniz. Aldığınız sıvı miktarını önceden kullandığınızın yaklaşık yarısına indiriniz. Eğer önceden iki diyaliz arasında aşırı kilo alıyor idiyseniz, fazla miktarda sıvı içeren yiyecekleri (örneğin sebzeler ve meyveler) iyice sınırlayınız.

İmkan olduğu kadar tuzsuz yiyecekleri tercih ediniz çünkü fazla tuz alınması susama hissini arttırır.

Yeterli sıklıkta diyalize giremediğinizde en önemli risk, kan potasyumunuzun yükselmesidir. O nedenle, depremler ertesinde yüksek potasyumlu besinlerden özellikle kaçınınız.

Depremlerin ardından, yediğiniz proteinli gıdaları (et ve et ürünleri) ortalama yarı yarıya azaltınız.

Şeker hastası iseniz, şeker düşmelerine karşı hazırlıklı olmalısınız. Yanınıza kan şekeri düşmesi durumunda şekeri hızla yükseltecek yiyecekleri (bal, gofret, şeker, şekerleme, düşük potasyumlu meyve suları) bulundurmalısınız.

Mümkün olduğunca hazır şişe suları kullanınız, buna ulaşamazsanız çeşme suyunu kaynatarak içiniz.

Felaket şartlarında yemek hazırlanması çok güç olabilir. Bu nedenle hazır yiyecekler geçici bir süre ile sorunun çözümünde önem taşır. Ancak, konserve gıdaların fazla miktarda tuz içerdiğine, bazılarında ise aşırı miktarda potasyum bulunduğuna dikkat ediniz. Bazı gıda maddelerinin paketlerinde içerikleri kaydedilmiştir, bu bilgileri dikkatle inceleyiniz.