Artık yaz tatilini arkamızda bıraktık. Okullar açıldı, Ekim başında meclisin açılışı ile yeni yasama dönemi başlayacak. Fabrikalarda yaz rehaveti sonrası daha yoğun çalışılacak. Üretim ve tüketim artacak. Buna bağlı hareketlilik artacak. Ancak hareket her zaman bereket demek değildir. Hareketliliği berekete çevirmek için doğru strateji, doğru eylem gereklidir.

Gelelim vakfımıza…

Vakfımızın en büyük, Türkiye’nin hala en büyük diyaliz merkezinde de tatil diyalizinden dönen hastalarımızla hareketlilik artacak. Yazın boş kalan yataklar dolmaya başlayacak. Tatil diyaliz merkezlerindeki yataklar boşalacak, aynı tatil yörelerindeki sahillerin, plajların, yazlıkların boşaldığı gibi…

Bildiğiniz gibi Türkiye’de diyaliz hizmeti veren kurumlar, şirketler 4-5 seneden beri genelde zarar ediyor. Bizim gibi kaliteli malzeme ve kaliteli hizmetten hiçbir zaman ödün vermeyen merkezler tabii ki zarar ediyor. Hedef, zararı azaltmak…

Böbrek sağlığı konusunda devletin politikası değişti. Verilen ve neredeyse her sene arttırılan böbrek nakli fiyatları nedeniyle 60’ı aşkın hastane böbrek nakli yapıyor. Neticede diyaliz hizmetlerine fiyat artışı yapmayarak özel diyaliz merkezlerine fren, nakil merkezlerine ise gaz…

Bu gelişme genel tabloyu değiştirdi. 4 sene evveline kadar her sene % 10-12 oranında artan yeni diyalize başlayan hasta sayısı günümüzde % 4’lere kadar düştü. Mevcut diyaliz merkezlerindeki kapasite kullanım oranları % 55’lere kadar düştü. Hasta kapma yarışı daha da yoğunlaştı. Hastalara sadece kaliteli hizmet yetmez, hala galip promosyonlar hız kazandı. Bunları niye anlatıyorum? Biz vakıf yöneticilerinin durumunu daha iyi anlayasınız diye… Bizi marka yapan başta Ahmet Ermiş Diyaliz Merkezi olmak üzere diğer diyaliz merkezlerimiz ve Hizmet Hastanesi’nde verdiğimiz kaliteli hizmettir.

Hastanesi’nin işletme yönetimini Memorial Sağlık Grubu’na verdiniz, zarar eden diyaliz merkezlerinizi de kiraya verin” diyenler olabilir. Bunları diyenler, Türk Böbrek Vakfı’nı markalaştıran ve yurt içinde ve dışında tanınırlığını sağlayanın, kaliteli böbrek sağlığı tedavi hizmetleri olduğunu unutmasınlar. Vakıflar bağışlar ve iktisadi işletmelerinin gelir artanı ile ayakta kalırlar. Hizmet yoksa, bağış yoktur. Eğer vakfımız 2011 yılının ilk yedi ayında 400.000.-TL’yi aşkın bağış almış ise halen diyalizdeki zarara rağmen verdiği dürüst ve kaliteli hizmetler sayesindedir.

Sağlıcakla kalın…

 Timur Erk