Etkinlikler

Tuz Tüketimine Neden Dikkat Edilmelidir?


İnsanlar genetik olarak günde 0,25 gramdan daha az tuz almaya programlanmıştır. Bu nedenle son yıllarda yüksek tuz alımı ile böbrekler yoluyla fizyolojik sistemlerde problemler oluşmaktadır. 

Dünyada, ölümlere atfedilen 2000 risk faktörüne bakıldığında yüksek kan basıncının sigara ve yüksek beden kitle endeksi gibi risk faktörlerini geçek birinci sırada yer aldığı belirtilmiştir.

Yine dünya genelinde ölümlere neden olan en önemli risk faktörlerine bakıldığında; yüksek kan basıncının hem gelişmiş, hem de gelişmekte olan ülkelerde birinci sırada yer aldığı, yüksek kan basıncının inmelerin %62’sinden, kalp hastalıklarının % 49’undan sorumlu olduğu gösterilmiştir.

Dünya genelinde bir milyon hipertansiyon hastasının bulunduğu ve bu hastaların % 17-30’unun aşırı sodyum tükettiği belirlenmiştir. Son yıllarda yapılan analizler, dünya genelinde 2006-2015 yılları arasında 8,5 milyon ölümü sadece diyetteki sodyumun azaltılması ile önlenebileceğini göstermiştir.

Diyette alınan tuzun 10 gramdan 5 grama düşürülmesi ile inme riski % 23, kardiyovasküler hastalık riski % 17 azaltılabilir.

Tuz tüketiminin günde 6 grama düşürülmesi her yıl yaklaşık 2,5 milyon önlenebilir öşüm anlamına gelmektedir.

Toplumda uzun dönem tuz alımında azalma, hipertansiyonlu kişilerde inmeye bağlı ölümlerde %14, koroner nedenlerle ölümlerde %9; normal tansiyona sahip kişilerde ise inmeye bağlı ölümlerde % 6, koroner nedenlerle ölümlerde % 4 azalma sağlar.

Yüksek oranda sodyum tüketimi, çocukların ileriki yaşamlarında hipertansiyon gelişimine yatkınlık geliştirir.

Toplumda tuz alımının azaltılması maliyet etkin bir uygulamadır.

1970’lerden bu yana Finlandiya’da tuz tüketiminin azaltılmasına yönelik çalışmaların başında öncelikle gıda sektörü ile işbirliği yapılmış, bir yandan tuzu azaltılan ürünler geliştirilirken, diğer yandan toplumsal bilinçlendirme yapılmıştır.

İdrarda albumin bulunması, böbrek hastalıklarında ve diyabetli kişilerde kardiyovasküler hastalıkların, kronik böbrek hastalıklarının, hipertansiyonun gelişimi ve ilerlemesi için önemli ve bağımsız bir risk faktörüdür.

Postmenopozal dönemdeki kadınlarda iki yıl süre ile yürütülen çalışmada kalça kemiği yoğunluğunun azalması ile 24 saatlik idrar sodyum miktarı arasındaki ilişkiye bakılmış ve en az kalsiyum alınması kadar önemli bir ilişki olduğu tespit edilmiştir.

Epidemiyolojik çalışmalar ve klinik veriler, tuz alımı ile astımın ciddi seyri arasında bir ilişki olduğunu göstermiştir. Tuz alımının azaltılması ile astım ataklarının şiddeti ve ilaç kullanımı azaltılmıştır.

Yüksek oranda tuz tüketimi, obeziteyi dolaylı yoldan etkiler. (susuzluğun giderilmesi için şekerli, asitli içecek tüketiminin artması)

Tuz alımının azaltılması, dünya genelinde çocukluk çağı şişmanlığı artış eğilimini geriye döndürebilmede önemli bir rol oynayabilir. Son yıllarda ticari bebek mamalarına ya da bebek besinlerine tuz katılmamaktadır.

    Obez Market